HaberlerGÜNCELKonuk Yazarlar

Sosyal Yardım İstemiyoruz

Sosyal Yardım İstemiyoruz

Son günlerde kamuoyunun gündeminde siyasetçilerin mal varlığı var.

Özellikle büyükşehir belediye başkan adaylarından birinin bölümler halinde açıkladığı mal varlığının dudak uçuklatacak seviyede olması dikkatleri o yöne çekti.

Günlerden beri televizyon, gazete ve sosyal medyada bu konu işleniyor. Yandaş gazeteciler bu serveti helal zemine oturtmak için kendilerini paralarken, muhalif gazeteciler ise farklı iddialarda bulunuyor.

Kafamızı çevirdiğimiz her tarafta mal varlığı konusu konuşulmaya devam ediyor.

Tabi ki ben ekonomist değilim(!)

Bu hayatta üzerime kayıtlı hiçbir mal varlığım da olmadığından dolayı bu kadar büyük bir servet nasıl birikir veya birikir mi, bu konuda hiçbir fikrim de yok!

Zaten bu “mal varlığı” konulardan hiç anlamadığım “mal yoksulluğumdan” anlaşılmaktadır!

Soyadında bile “altın” olan bu zengin belediye başkan adayından sonra mevcut tüm siyasetçileri kendimce analiz ettim.

İl başkanı, belediye başkanı, milletvekili, genel başkan, bakan ve cumhurbaşkanı dahil olmak üzere, hepsinin maddi durumuna baktım ama dar gelirli hiçbir siyasetçiye rastlamadım.

Adeta özel olarak seçilmiş gibi siyasetle uğraşan insanların tamamı zengin…

Zengin olmak suç mu?

Değil tabi ki…

Ama zengin olduğu halde kendi parasını değil de başkasının parasını harcamaya yelteniyorsa işte o suçtur!

Bu ülkenin en büyük israfı siyasi partilere ödenen hazine yardımıdır. Bu ülkenin kaynaklarının ses ve görüntü kirliliğine sebep olduktan sonra çöpe gönderilmesi affedilmez bir hatadır. Bu hatadan dönülmelidir. Siyaset yapmak isteyen insan harcamalarını kendi cebinden yapmalıdır.

 

Son 74 yıldan beri iktidar olan birçok siyasi partinin vebali olmakla birlikte, özellikle son 22 yıldan beri iktidarı elinde bulunduran AKP’nin yanlış ekonomik politikaları yüzünden daha önceleri “ortadirek” olarak tanımlanan kesim artık “yoksul”, üstelik çok derin bir yoksulluk içindedir.

Bunu nereden anlıyoruz?

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının basına yansıyan faaliyet raporuna göre, yaklaşık 5 milyon haneye sosyal yardım yapıldığı görülmektedir.

Her aileyi ortalama üçer çocuklu olarak sayarsak, 25 milyon kişi bakanlıktan aldığı yardımla geçinmeye çalışıyor.

Bunun yanı sıra belediyelerden, derneklerden, vakıflardan hayırsever vatandaşlardan alacağı yardıma muhtaç olanların sayısı da bir hayli fazla…

Yani ülkenin üçte ikisi açlık ve yoksulluk sınırı altında desek yeridir.

Şimdi 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimleri dolayısıyla sahaya çıkan iktidar ve muhalefet adayları, kazanmaları halinde yoksullara verecekleri yardımlardan bahsediyor.

Hiçbir siyasetçi de çıkıp demiyor ki, “İçinde bulunduğunuz bu yoksulluğun sebebi biziz, lütfen bizi affedin”

Türk milleti kimseden sadaka beklemiyor, istemiyor…

Türk milleti sadece ve sadece, “siyasetçiler hakkından fazlasını almasın, vatandaşın hakkı birilerinin cebine girmesin, gelir dağılımında ve vergilendirmede adalet sağlansın” istiyor.

Çünkü gelir dağılımında ve vergide adalet sağlandığında aç ve yoksul insanımız kalmayacaktır ve kimseye yardım dağıtmak gereği de olmayacaktır.

Yani bu asil millet yardım istemiyor, hakkı olanı istiyor!

Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis, Hatay başta olmak üzere Suriyelilerin yoğun yaşadığı birçok şehirde 31 Mart 2024’te Muhtar ve/veya Aza olarak seçilecek Suriyeliler, bir sonraki seçimde Belediye Başkanı seçilecek Suriyelilerin habercisi olacaktır. Sandık başında tercihimizi yaparken bu durumu göz önünde bulundurmamız dikkat edilmesi gereken bir husus olacaktır.

Kazasız, belasız, hilesiz, şaibesiz bir seçim dönemi geçirerek, Türk millerine hizmet aşkıyla yanan insanların göreve seçilmesini diliyorum.

 

İmam Hüseyin SAVAŞ

25.03.2024 / AYDIN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir